Ana Sayfa Tarih Kervanın Başı

Kervanın Başı

4
0

Tanzimat Devri’nde Mehmet Emin Âli Paşa gibi kıymetli bir devlet adamı, Rusya’nın baskısı ile sadrazamlık vazifesinden alınır ve İzmir’e vali tayin edilir. Tecrübeli devlet adamı, İzmir’e geldiğinde ilk yaptığı işlerden birisi, şehrin önde gelenleriyle bir toplantı yapmak olur. Onlara “Efendiler, benim bakanlık ve hatta sadrazamlık yapmış bulunmam sizi aldatmasın! Bu vilayete hizmet edilecekse sizlerin el ve gönül desteğiniz ile hizmet edilecektir.” der. Bu konuda kendisine yol göstermeleri gerektiğini açık açık söyler.

Paşa’nın sözleri bitince, Musevi cemaatinin önde gelenlerinden birisi ayağa kalkarak “Paşa Hazretleri,” der, “Bizler deve kervanı gibiyiz. Siz ise önde gidenimizsiniz. Artık nereye giderseniz, biz de oraya gideriz!”

Ön sırada oturan Bektaşi Talib Dede Efendi, bu sözlerin hemen ardından “Estağfurullah! Estağfurullah! Estağfurullah!” diye üç kere “Estağfurullah!” çekince, ciddiyeti ile şöhret bulmuş olan Paşa kendine hâkim olamayıp gülmeye başlar. Çünkü herkes bilir ki, deve kervanının en önünde her zaman bir eşek gider.

Tıpkı Bektaşi dedesi gibi, Yahudi vatandaşın devirdiği çamı anlayan hahambaşı, onu eteğinden çekip oturttuktan sonra, kulağına eğilerek ettiği haltı söyleyince, adamcağız orada düşüp bayılır. Biçareyi kollarına girip çeke çeke götürürler. Paşa ise hâlâ bir miktar gülümsemektedir.

Kaynak: Selim Gündüzalp, Tarih Öyküleri, Zafer Yayınları, 7. Baskı, Haziran 2011.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz