Ana Sayfa Tarih İhtiyar Kahraman

İhtiyar Kahraman

6
0

Temeşvar Kalesi’nin müdafaası vazifesini Koca Cafer Paşa’ya vermişlerdir. Bu kale tam beş yıl boyunca düşmanlar tarafından kuşatma altında tutulur. İçeriye gıdım yardım bırakılmaz. Açlık ve kıtlık, kale halkını yiyip bitirmiştir adeta.

Kuşatma günlerinden birinde, kale kapılarına bir elçi yaklaşır. Elçiye zeval olmaz, içeriye alırlar. Elçi, düşman komutanından bir mektup getirmiştir. Mektupta, kalenin derhal teslim edilmesi istenmektedir. Cafer Paşa, mektubun okunmasından sonra, askerlerin yediği ekmekten bir somun getirilmesini emreder. Bu rengi çamura benzeyen kara bir ekmektir.

Paşa, ekmeği elçiye göstererek, “Bak!” der, “Yediğimiz ekmek işte budur! Biz burada pek çok sıkıntılar içindeyiz. Fakat sizin benden istediğiniz kaleyi veremem. Çünkü kale benim malım değildir. Kale milletindir. Bizim vazifemiz ise, onu sonuna kadar müdafaa etmektir. Eğer bu kaleyi illa da almak istiyorsanız, kumandanınıza bir teklifim var.”

Cafer Ağa ayağa kalkar. Yaşlı bir adamdır. Birkaç adım atınca, aynı zamanda topal olduğu da ortaya çıkar. Sözlerine şöyle devam eder:

“Gördüğün gibi, ben ihtiyar ve sakat bir adamım. Sizin kumandanınız ise, genç ve dinçtir. Birer kılıç alalım, meydana çıkıp teke tek çarpışalım. O beni öldürürse işte kale! Alsın! Ama ben onu öldürürsem, şartsız şurtsuz çekip gideceksiniz!”

Elçi, bu yaşlı adamın nasıl olup da böyle bir teklifte bulunduğuna akıl sır erdiremez. Apar topar çekip gider ve karşı taraftan hiçbir cevap gelmez.

Kaynak: Selim Gündüzalp, Tarih Öyküleri, Zafer Yayınları, 7. Baskı, Haziran 2011.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz