Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı Köy İşleri Genel Müdürlüğü’nün, köy su işleri için kuyu açmada kullanılan delme makineleri ihalesiyle ilgili olarak yolsuzluk yapıldığı biçiminde bir ihbar vardı. Genel müdürlük, artırma-eksiltme ve ihale yasasına uyma zorunluluğunda değildi. Milyonlarca liralık bu ihalede, genel müdürlüğün, daha ucuz teklifler varken, bir firmanın daha pahalı makinelerini aldığı ileri sürülüyordu.
Soruşturma sırasında ihale dosyası incelendi. Sorumlu ve yetkili kişilerin bilgisine başvuruldu. Genel müdürlük, kuruluş yasasına göre, bu gibi ihalelerde en ucuz teklif verenin teklifini kabul etmek zorunda değildi. Konu teknik bir konuydu. Fiyattaki ucuzluk satın alma için yeterli tercih nedeni sayılamazdı. Gerçekten de, daha pahalı olan makineler satın alınmıştı ama, satın alınan makinelerin teknik üstünlükleri, özellikle delme kapasiteleri dikkate alınarak teknik bir hesap yapıldığı zaman, gerçekte bu makinelerin daha da ucuza geldiği anlaşılabilirdi.
Soruşturmayı yürütenler teknik adamlar değillerdi, bu işten anlayan kişilerin bilgisine başvurdular. Onlar da, makinelerin niteliklerini gösteren belgeler üzerinde yaptıkları incelemeden sonra, satın alma komisyonundakileri haklı buldular, örneğin, daha ucuza teklif edilen makineler ancak 50 metre derinliğe kadar toprağı delebiliyordu. Oysa pahalı makinelerin delme gücü 100 metre derinliğe kadar inebiliyordu. Buna göre hesap yapıldığı zaman, 100 metre derine inen makinelerin birim fiyatı, 50 metre derine inebilenden daha elverişli görünüyordu.
Ortada, rüşvet alındığına ya da başka türlü çıkar sağlandığına dair belirli bir kanıt da bulunmadığı için bu dosya kapatıldı. Aradan yıllar geçtikten sonra, bir arkadaş toplantısında, o makineler hakkında uzman sayılan bir dostuma bu olayı anlattım. Olayı o da işitmişti:
“Peki, soruşturmayı yapanlar, bu makinelerin hangi iş için alınmış olduğu noktasını incelediler mi?” dedi.
Ben ne demek istediğini anlamayınca açıkladı:
“Önemli olan bir makinenin fiyatı değildir elbette. Ama salt teknik üstünlüğü de önemli değildir, önemli olan fiyat-kalite-işe yararlılık üstünlüğüdür. Başka deyimle ekonomik üstünlüğüdür. Örneğin, çimento torbası taşımak için bir araca gereksinmen olduğunu düşünelim. Bu işi, ağır yük taşıyan bir kamyonla, bir kamyonetle yaptırabileceğin gibi, Mercedes marka bir binek otomobili de bu işi görebilir. Ama, eğer bir fabrikadan çimento taşıtacaksan, ağır yük kamyonunu yeğlersin. Evine birkaç torba çimento taşıtacaksan, kamyonet işine gelir. Ama, lavabonun kenarının tamiri için bir-iki kilo çimento taşıma durumu hariç, herhalde bu işi Mercedes binek arabasıyla yaptırmayı düşünmezsin. Oysa, o otomobilin teknik nitelikleri, kamyondan da kamyonetten de çok üstündür!”
Bu açıklamadan sonra, merak ettim, dosyayı yeniden inceledim. Gerçekten de, alınan makineler, köy içme suyu kuyusu açma işinde kullanılmak üzere alınmıştı. Teknik arkadaşımın verdiği bilgiye göre de, bu kuyular için hiçbir zaman 50 metreden daha derine inilmesi söz konusu değildi. 100 metre derine inebilen makinelerin bu fazla delme gücü, hiçbir işe yaramıyordu. Tıpkı Mercedes arabayla çimento torbası taşımaya benziyordu bu durum.
Ne var ki yasalar, bu gibi durumda yöneticileri cezalandırmaya olanak vermiyordu. Zaten dosya kapanmış, araya af yasaları girmiş, o yöneticiler çoktan değişmişti.
Kaynak: Erhan Bener, Bürokratlar, Everest Yayınları, 1. Basım, Mayıs 2016, s. 216-217.



