Mimar Sinan’ın Süleymaniye Camii’ni yaptığı sıralarda, bu meşhur mimarı çekemeyenler, kendisini Kanuni Sultan Süleyman’a “Cami yapılırken kubbenin altına yan gelip nargile fokurdatır, bu ne iştir?” diye şikâyet ederler. Padişah haber vermeden cami inşaatını teftişe gider. Hakikaten Mimar Sinan’ı nargilesi yanında kubbenin altında bir mindere oturmuş görür. Kızgın bir hâlde Sinan’a “Bre Koca Sinan bu ne hâl?” diye sorar.
Mimar Sinan sükûnetle; “Padişahım,” der, “Kerem edip şu nargileyi bir gözden geçirseniz…” Kanuni, gözünü nargileden tarafa çevirince hayret eder. Çünkü nargilenin üstünde tömbeki yoktur, fokurdayan sadece sudur.
Sinan, padişaha dönerek şu sözleri söyler:
“Şevketlüm, bu nargileyi burada sırf fokurtusundan faydalanmak için bulunduruyorum. Bu ses bana, bu camide okunacak Kur’an-ı Kerîm seslerinin, caminin her tarafına yayılması ve her tarafta aynı şekilde işitilmesi için icap eden tedbirleri almama yardım eder.”
Büyük sanatkâr, böylece akustik tertibatı kurmaktadır.
Kaynak: Ömer Faruk Yılmaz, Tarihin Satır Aralarından 1, Çamlıca Basım Yayın, 2012.





