Ana Sayfa Tarih Asılan Köpek

Asılan Köpek

4
0

İran hükümdarlarından Geştaseb’in Rast Ruşen isminde bir veziri vardır. Geştaseb’in yakınları, vezirin yaptıklarından sitayişle bahsederler. Bir gün gelir, halktan bir grup veziri Geştaseb’e şikâyet ederler ancak Geştaseb onları duymazdan gelir.

Vezir bunun üzerine “Başkanım! Bizim çokça adil davranışımız, halka az ceza verişimiz onları azdırmıştır. Onların terbiyesini vermeliyiz, zecrî tedbirler almalıyız, mütecaviz ve bozguncuları uzaklaştırmalıyız.” der. Geştaseb halkı onun eline teslim eder, o da rüşvetle onları soymaya devam eder. Halk günden güne zayıflar, durumları sıkışır ve hazine bomboş kalır.

Hiç beklenilmeyen bir zamanda bir düşman belirir. Geştaseb askerlerini donatmak için hazineye bakar fakat orayı bomboş bulur. Çok endişelenir, atına binip yola koyulur, uzaklarda bir koyun sürüsü görür ve oraya yollanır. Orada bir çadır, uykuya dalmış koyunlar ve asılmış bir köpek görür. Çadıra yaklaştığı zaman içinden bir genç çıkar, ona selam verir, gelişinin sebebini sorar ve gereken ikramda bulunur.

Geştaseb “Şu asılı duran köpeğin durumunu bana anlatmadan yemeğini yemem.” der. Çoban bunun üzerine anlatır:

“Bu koyun sürüsü köpeğe teslim edilmişti. Köpek bir gün bir kurtla karşılaşmış, onunla arkadaşlık kurmuş. Artık onunla gezmeye ve yatmaya başlamış. Bir gün meranın sahibi geldi, hakkını istedi, ben de oturup koyunları hesapladım. Hep eksik çıktı. Bir de baktım ki kurt bir koyun kapıyor, köpek onun yanında hiç sesini çıkarmıyor. Köpeğin emanete hıyanet ettiğini anlayınca da onu astım.”

Bu hikâyeden ders alan Geştaseb artık vezirine itibar etmez ve onu derhal astırır. Ardından da şöyle der:

“Biz çobanız, halk da bizim koyunlarımızdır. Onların durumlarını anlamak için onlardan sormamız gerekir.”

Kaynak: İmam-ı Gazâlî, Devlet Başkanlarına (Nasihat-ül-Mülûk), Türkçesi: Osman Şekerci, Sinan Yayınevi, Kasım 1969, İstanbul.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz